14 Haziran 2012 Perşembe

Carte D'or ve Kuru Köfte

       Uzun bir aradan sonra merhaba sayın okurlar. Malumunuz hava sıcaklığı hayvani derecelerde gezmekte . Ve havaların ısınmasıyla ortaya çıkan sorunlardan en büyüğü yaklaşmakta . Evet sizde biliyorsunuz bunu. Carte D'or kutusundan çıkan kuru köfte , bamya ya da en kötü senaryo donmuş nohut. Buzdolabında yaptığınız gezilerin uğursuz noktası , hayallerinizin katili o lanetli kutu. İnsanı yaşamaktan soğutan nedenler diye bir sıralama olsa 6.numaradan giriş yapardı ( kral tv anons sesiyle okuyunuz ).

     Bu da mı dondurma değil be? ( Temsili Resim )
       
            Ancak üzülmeyin. Bu yazımda, bu problemle nasıl başa çıkılır , nasıl psikolojik hazırlık yapılır gibi konulara değineceğim.Hazırsanız liste gelsin.

      1) Bu adım gerçekten çok tehlikeli , eğer eminseniz uygulayın ! Evdeki tüm şimşekleri kendinize çekecek , istenmeyen insan ( persona non grata ) olmanıza sebep olabilecek bir adım çünkü. Hazırsanız açıklıyorum. Evdeki dondurma kaplarından kurtulmak. Evet kulağa çılgınca gelebilir ancak acımasız olmalısınız. Zira savaşta her şey mübahtır.
     
      2) İlk adımı kazasız , belasız ve terliksiz ( güdümlü anne terliği ) atlattıysanız 2. adıma geçebiliriz. Eve giren dondurma kabı denetimi ve imhası. Evet yanlış duymadınız ipleri elinize almanın zamanı geldi bundan sonra zaman yıkılan hayallerin değil , yükselen umutların zamanı.
      
      3) Eğer ilk 2 adımı başarıyla uyguladıysanız , bu madde onların devamlığı için gerekli. Annenizi dondurma kabının ikamesi başka bir saklama kabına yöneltmek. Örneğin ; yoğurt kabı (denize düşen yılana sarılır ) ya da eski nutella kavanozları ( şaka saka sakin ol ) . Bu hamle annenizin dikkatini dağıtarak , istediğinizi elde etmenizi kolaylaştıracak.
     
     4) Bu madde zor durumla kullanılmak için yazılmıştır. Bu adım çok tavsiye edilmemekle beraber zorda kalındığında uygulanmalı. O yüzden sorumluluk size ait ! Eve giren dondurma akışını kesmek . İlk bakışta ne kadar gaddarca geliyor değil mi ? Ancak günümüzde barış , kan dökülmeden kazanılmaz. 

      Bu yazımda, gençliğin kanayan yarası dondurma kutuları ve içindeki bilumum gereksiz yiyecek üzerinde durdum. Gelecek yazılarda görüşmek üzere. 

NOT : Okurken , Sadri alışık'ın çok dikkat çektiğini biliyorum. Silmeye kıyamadım napalım o kadarına da katlanın. :)

3 Haziran 2012 Pazar

Kafein ve Kamu Yönetimi

        Evet arkadaşlar bu yazımda, kafeinin her bünyede aynı etkiyi yapmadığına değinmek istiyorum. Bilmiyorum istisna mıyım ancak kafeine karşı bağışıklığımın olduğunu, hatta bünyem üzerinde ters etki yarattığını düşünüyorum. 

Malumunuz final dönemi , dolayısıyla öğrenci insanın dinç kalması gerekli.Ben de bu nedenden ötürü, sabahlayayım da derslerime çalışayım (yalana bak) düşüncesiyle kendimi kahveye, cappucinoya boğdum. Ancak her içtiğim bardak daha da uykumu getiriyor, her yudum beni rüyalar alemine bir adım daha yaklaştırıyordu. 

Sabah kendimi kamu yönetimi kitabına sarılmış halde buldum. Dışarıdan bakan için hoş bir görüntü olmadığının farkındayım . Genç bir erkek ile kamu yönetimi kitabı aynı yatakta sarılmış yatıyorlar . Ancak bol miktarda kafein almıştım ve geceye dair hiç bir anı yoktu kafamda. Hemen kamu yönetimi kitabının sayfalarını karıştırmaya başladım. Max Weber'in bana sırıtan bir fotosuyla kendime geldiğimde saat çoktan öğle olmuştu.Sınava gitmeli ve bu lanetli geceyi aklımdan çıkarmalıydım.

        Kafeinden önce Max Weber , Kafeinden sonra Max Weber

         Ancak pes etmedim. Kafein beni bu kadar kolay yıkamazdı. Bu sefer kahve ile yetinmeyecek , kafeinin babası olan " Red Bull " içecektim. Akşam olduğunda planımı uygulamaya koydum. İlk teneke(?)den sonra uyku namına bir şey kalmadı, her şey planıma uygun işliyordu. 

Ancak ne olduysa 2. tenekeden sonra oldu. Oda bana dar gelmeye başladı. Şener Şen'in gençliği gibi bir havaya büründüm. Yerimde duramıyor, sayfalarca yazı okuyor ancak kelimeler gözümde bir anlam ifade etmiyordu. Bunun üstünden ancak kahve gelir diyerek gene kahveye yöneldim (denize düşen yılana sarılır). Sabah yine bir utanç tablosu beni bekliyordu. Bir yanımda siyaset bilimi, diğer yanımda türkiye ekonomisi. "Gerçekten uslanmaz bir insanım" diye içimden geçirirken erken saatlerde sınavım olduğu aklıma geldi . Max'ın bakışlarıyla karşılaşmamak için, hızlıca giyinip arkama bile bakmadan evden çıktım.


Red Bull'un Bünyedeki Etkileri