23 Mart 2013 Cumartesi

 - Kaldırımda ağır yürüyen teyze ile otobüste camı kapatan teyze bence kardeş . Nasıl olur da insanların hayatlarını zorlaştırabiliriz, nasıl olur da insanlar bizden durup dururken nefret edebilir diye düşünüyorlar mı acaba bu eylemleri gerçekleştirirken.
 - Rakının nasıl içileceği üzerine tartışma yapan insana saygı duymam ben arkadaş. 2 bardak rakıda k*çından soluyorsun sonra da yok masaya vuracakmışız yok buzu az atacakmışız yok yanında illa ezine peyniri olmalıymış yoksa içilmezmiş. Arkadaşım 2 bardaktan sonrası sende zaten yok, daha neyin ezinesindesin neyin buzundasın. Bir de masadaki mezeyi sömürmez misin, işte o çatalı haydariye attığın anda altımdaki iskemleyi tam çenen ile kafatasının birleştiği noktaya vurasım geliyor. Yapma canım , yapma güzelim.
 - Karpuz seçerken manav reyonunda 15 dakika (minimum) geçiren tanıdıklara sahibim. Ona vuruyor ötekini kokluyor bişiler yapıyor. Yarım saat önce ," Hocam, Marx'ın teoremleri işverenden çok işçiye yöneliktir öte yandan sosyal ekonomiyi desteklemeyi amaçlamıştır " diyen insan gitti yerine karpuz koklayan , sağı solu tokatlayan bir varlık geldi. Arkadaş seçeceksen önüne karpuz bırak , gerisini natural seleksiyon halleder.
 - "Eskiyi öven insan" diye bir kavram var. Windows 8 dersin en güzeli 98 der, kombi dersin soba der , playstation dersin ateriden vazgeçmem der. Nerede pikap, nerede disket varsa toplar. Sen neyin peşindesin eskiyi öven. Üstündekileri çıkartsam ve sadece donunla kalsan , hayvan kadar " Bambi Boxer" yazısıyla kalırsın eskiyi öven. "Bambi Boxer" yazan birine güvenemem eskiyi öven yapamam bunu. Lütfen ama.
 - Yükseklik korkusu olan birinin anlamamazlıktan gelmekte nedir şimdi arkadaşım. Adama diyorsun," 2. katın balkonunda bile bakamıyorum başım dönüyor " diye. "Niye?" diyor. Niye ne lan, sanki aşağıda Yılan saçlı mitolojik varlık Medusa var da bakıp taş olmayalım diye bakamıyorum aşağıya. Niye ne lan allahsız. Korkuyoruz işte yüksekten ne niye .
 - Benim AKP'li arkadaşımda var CHP'li de diyen insanlar var bi de. Aferin benim tosunuma aferin benim toramanıma. İşte sen bu zihniyete sahipsin diye bu dünya bu kadar kutuplu. Sırf sen insanları yaftaladığın, kafanda kategorize ettiğin için bu toplum bu halde. Aferin sana.

Almanlar ve Demet Akalın

            Merhaba arkadaşlar bu hafta değineceğim mesele aslında hepimize yakın bir konu. Alkol alımı ile doğru orantıda azalan müzik zevkinden bahsedeceğim. En azından kendi adıma söylemek gerekirse alkol tüketimim arttığı zaman müzik zevkimde gözle görülür şekilde bir düşüş oluyor . Ayıkken elimde şarabım (bkz: ayıkken elde şarap), şömine karşısında jazz dinleyen bir insanda değilim tabi sözlerim yanlış anlaşılmasın. Benim bahsettiğim düşüş en dibe iniş, bir nevi ground zero. Normal zamanda türkçe müzik dinleyemeyen bünyem, en ufak promili gördüğünde demet akalın ile eller havaya yapabilecek kıvama geliyor. Normal günlerde Opeth, Radiohead dinleyen bir insanken alkol aldığımda gülşen, serdar ortaç falan dinliyorum sayın okurlarım. Bir nevi " Dr. Jekyll ve Mr. Hyde " olayı söz konusu. Hatta geçen gün kendimi zu spat'in nakaratına eşlik etmeye çalışırken yakalayınca durumun iyiye gitmediğini farkettim. İşin ilginç yanı, alkollüyken gayet güzel almanca konuştuğumu düşünüyor olmam.
          Ha bu arada almanca demişken, almancanın o gizemli dünyasına da değinmeden olmaz. Her şeyleri gibi dillerini de mantığın üstüne oturmuş sayın mekanik alman arkadaşların. Acaba nasıl daha zorlaştırabiliriz , nasıl başka ırklardan insanlar dilimizi anlayamaz diye oldukça kastırdıkları, sırf bu yüzden 2.dünya savaşına ağırlıklarını vermediklerini ve başarısızlığa sürüklendikleri insan düşünmüyor değil. Hadi "tatlı" demeyelim ama onun yerine " masaya sonradan gelen"(nachtisch) diyelim diye düşünen ilk almanın ellerinden öpüyorum, adolf hitler imzalı mesut özil formasını evine yolluyorum.